31 Aralık 2010 Cuma

bu yazıyı neden yazıyorum hiç bilmiyorum
belki hiç okumayacaksın ama ben yine de seninle konuşmadan 2011'e girmek istemedim
okumasanda düşündüklerimi öğreneceksin çünkü seninle konuşmaya karar verdim
ağustos ayında yani sonuçlar açıklandıktan sonra seninle konuşacağım ve içimde kalan her şeyi söyleyeceğim

en önemlisi seni hiç unutmadım zeki,seni düşünmediğim seni anmadığım tek bir gün yok
buna en çok ben şaşırıyorum,ayrılalı 11 ay olmasına rağmen hala böyle hissedebilmem,düşünebilmem çok garip
içimde öyle bir yer etmişsin ki ne yaparsam yapayım atamıyorum seni
belki şuan başka biriyle birliktesin bilmiyorum
ne olduğunu,neler yaptığını bilmiyorum düşünmüyorum da
sadece seni sevdiğimi biliyorum
daha önce böyle bir şey hissetmediğimi biliyorum

belki gurursuzca davranıyorum
ama ideallerim için 1 yıl daha buraya katlanmaya karar verdikten sonra her şeyi yapabileceğime karşı olan inancım daha da arttı
ben sadece sana olan sevgime sahip çıkıyorum

benim gibi düşünüp,hissetmeyebilirsin
ayrıldıktan sonra neler olduğunu düşünebilmem için bayağı bi vaktim oldu
sana hak veriyorum gerçekten
bu süre boyunca gerçekten duygularım biraz daha olgunlaştı
artık kararlarımın arkasında daha güçlü durmayı öğrendim

seninle konuşmayı,seni o kadar çok özledim ki kendimi durduramıyorum
biraz daha beklemem gerektiğinin farkındayım
geçen yıl başıma gelenlerin bu sene gelmesine izin vermeyeceğim
hatalarımdan ders almayı sonunda öğrendim
20.yaşıma girerken hayatımda bir şeylerin olumlu yönde değiştiğini bilmek beni iyi hissettiriyor

tahmin ettiğimden daha çok uzadı bu konuşma :)
sadece şunu bilmeni istiyorum
ben 2011'e seni düşünerek ve seni severek gireceğim
umarım bu yıl her şey daha farklı ve güzel olur


seni çok özledim
seni çok seviyorum
mutlu yıllar...



GÜLŞAH

21 Ekim 2009 Çarşamba

O...

Yanındayken konuşamıyorum,konuşsam saçmalıyorum e bende yazayayım düşündüklerimi dedim."Madem" dedim. "Madem ben böylesine güzel şeyler besliyorum, kelimelerde bilsin." İyi, hoş, güzel şeyler bunlar ama duygumu anlatıcak tek kelime dahi yok. Kelimeyi geçiyorum, öyle hınzır bi' şey besliyorum ki oturup destan düzsem fayda etmiycek. (:

O zaman uzatmanın alemi yok.
O, hayatıma en kötü zamanımda girdi. İşte ben bu yüzden dünyanın en şanslı insanıyım. En kötü günlerimde, yüzümde sahtelikten uzak o ufak tebessümü oluşturma yeteneğine sahip tek kişiydi. O yeteneğini benden hiç esirgemedi. Öyle bi' güven verdi ki, bendeki statüsü bi' anda yükseldi. Hatta tavan yaptı (: Şöyle ki kendisiyle baba, evlat, anne, oğul, arkadaş, dost, kardeş, sevgili, eş, çocuk gibi pek çok dalda ödül alabilecek kadar başarılı ilişkim var. (: En güzeli de hepsi o kadar sade, o kadar temiz duygular ki.. Birine böylesine güvenmek, böylesine bağlanmak, böylesine çok yönlü sevgi beslemek kolay zanaat değil. Ama bu sıfatları yüklediğim insan öyle bi' insan ki herşeyin en iyisini hak ediyor (: En ummadığım anda ufacık bi' kelimesiyle beni mutlu eden, yeri geldi mi güldüren yeri geldi mi düşündüren, yanında huzur bulduğum, sevgisine inandığım, güvendiğim yegane insan.. İyi ki varsın.

İyi ki diyorum annemi dinleyip Eskişehir’e gitmişim o gün.(evet suyu kötüydü cildim soyuluyordu,evet havası değişkendi ve canım sıkılıyordu.ama yine de tüm bunlara rağmen “iyi ki!” diyorum;onu tanıdığım için)orda,çimlerin üstünde otururken “bir şey ister misin?”diye sorduğunda iyi ki “yok sağol” demek yerine “ayran” demişim ve onun üşenmeden gidip bir yabancıya iyilik yapan mükemmel bir insan olduğunu görmüşüm (:

İkinci karşılaşmamızı düşünüyorum da, iyi ki başka bir sokakta değilmişim o anda.galiba hayatım boyunca ilk defa doğru zamanda doğru yerdeydim.(yer:onun geçtiği sokak,zaman:onun geçtiği an”)



Ve tabiki Facebook (: mark zuckerberg e ne kadar teşekkür etsem az sanırım :P







işte böyle, birinci ayımızı kutlamanın verdiği mutluluğu kelimelerle tanıştırayım dedim.

Hayatıma girdiğin için,bir aydır hayatımda olduğun için kısacası her şey için,

”her şeyim”;

teşekkür ederim..